Günümüzde polimerik malzemeler yaşamımızın hemen hemen her alanına girmiş ve gündelik polimerlerden veya ileri mühendislik polimerlerinden mamul ürünler olarak hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Bu gelişme polimerleri inceleyen, geliştiren, teknolojinin kullanımına sunan bir bilim dalı olan Polimer Bilimi, Teknolojisi ve Mühendisliğini gerekli kılmış ve bu polimer bilim dalı tüm dünyada kısa sürede kabul gören ve büyük ilgi çeken bir bilim dalı haline gelmiştir.
Bir plastik ve kauçuk malzemenin hayatı polimer kimyası ile başlar, son ürün özellikleri ve kullanım alanları polimerleşme teknikleri ve koşulları, monomer yapısı ve çeşidi ve katalizlerin seçimine bağlı olarak geniş ölçüde değişir. Polimer bilimi ve teknolojisi farklı sektörlerin istekleri doğrultusunda amaca uygun yeni, çevreye karşı duyarlı ve daha ucuz malzeme üretilmesi, bu amaçlarla var olan proseslerin geliştirilmesi ve ürünlerin modifiye edilmesini hedefleyen ve bu konularda eğitim ve araştırma yapan disiplinler arası bir ana bilim dalıdır.
Son yıllarda ülkemizde otomotiv, beyaz eşya, elektronik, dayanıklı tüketim malzemeleri, iletişim ve tekstil sektörlerindeki hızla gelişmesinin bir sonucu olarak polimer kimyası, mühendisliği ve teknolojisi konusunda yetişmiş insan gücüne büyük bir talep ortaya çıkmıştır. Bu talep her geçen gün artarak devam etmektedir.
Üniversitelerde polimer bilimi ve teknolojisi konusunda araştırma ve geliştirme çalışmaları yürüten kendini uluslararası platformlarda kanıtlamış birçok değerli bilim insanı bulunmaktadır. Ülkemizde polimer bilimi, teknolojisi konusunda eğitim öğretim ve araştırmalar ABD ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi büyük bir ilerleme gösterememiş. Bu kısıtlamaya neden olan temel faktör ise, polimerik malzemelerin bugüne kadar Kimya, Kimya Mühendisliği, Malzeme Mühendisliği, Makine Mühendisliği gibi bilim dalları içinde incelenmesinden bir bilim dalı olarak programının oluşturulmamasından kaynaklanmaktadır. Türkiye gibi plastik ve kauçukların üretiminde ve işlenmesinde Avrupa’da ön sıralarda yer alan bir ülke için ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücünün yetiştirilmesinde yüksek lisans/doktora düzeyinde eğitim verilmesi büyük önem taşımaktadır.
Özellikle son 50 yıl içinde polimer üretiminin hızla artmasıyla bu alanda çalışan insanların sayısı da artmıştır. Bugün dünyada tüm kimya endüstrisinde çalışanların yaklaşık olarak % 70'i polimer veya türevleri ile uğraşmaktadır. Dünyadaki kimya mühendislerinin yarısından çoğunun da polimer endüstrisinde çalıştığı öngörülmektedir. Türk kimya endüstrisinin yapısı göz önüne alındığında bu oranın ülkemizde daha büyük olduğu söylenebilir. Bu durum, Türkiye Plastik Sanayicileri Eğitim ve Bilimsel Araştırma Vakfı(PAGEV) ve Türkiye Plastik Endüstrisi Derneği( PAGDER) nin hazırladığı birçok raporda ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
Günümüzde farklı ve üstün özelliklere sahip plastik ve kauçuk malzemelerin üretilmesi ve her geçen gün kullanım alanlarının genişlemesi sonucunda polimer bilimi ve teknolojisi ana bilim dalı bugün kimyanın ve kimya mühendisliğinin sınırlarını oldukça aşmış disiplinler arası bir bakış açısıyla kendi bilim ve mühendisliğini yaratmıştır. Polimer Kimyası önceleri gelişmiş ülkelerin üniversitelerinde ayrı bir ders olarak okutulmasına rağmen, plastik, suni elyaf, lastik, yapıştırıcı ve yüzey kaplayıcı gibi polimer ile ilgili endüstri kollarının gelişmesine paralel olarak Üniversitelerde Polimer Kimyası Anabilim Dallarının hatta Polimer Kimyası ve Teknolojisi Bölümlerinin açılmasını sağlamıştır. Ülkemizde de Polimer Kimyası ve Teknolojisi uzun yıllar birkaç üniversite de seçmeli ders olarak okutulmuştur. Türk kimya endüstrisinde, polimer bilimi ve teknolojisi konusunda bilgi birikimi yüksek yetişmiş insan gücü konusunda yaşanan sıkıntıyı giderebilmek amacıyla ülkemizdeki ilk Polimer Kimyası Ana Bilim Dalı 1996 yılında Üniversitemizin Fen Fakültesi, Kimya Bölümünde açılmış ve polimer kimyası dersleri ve laboratuvarı zorunlu ders olarak kimya lisans programına eklenmiştir. Kimyager unvanı ile bu bölümden mezun olan öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğunun polimer kimyası konusunda faaliyet gösteren firmalarda iş imkanı bulması ve bu iş imkanı yakalarken almış oldukları polimer eğitiminin katkısının büyük olduğu mezunlarımızın yapmış olduğu geri bildirimlerden anlaşılmaktadır.
Polimer Bilimi ve Teknolojisi konusunda ülkemizdeki yetişmiş insan gücünü daha da ileri götürebilmek amacıyla son 10 yıl içinde Yüksek Lisans seviyesinde de programlar açılmıştır. Polimer Bilimi ve Teknolojisi, “Lif ve Polimer Mühendisliği” gibi farklı isimlerde olmasına rağmen bu programlarda polimer bilimi ve teknolojisi, lif bilimi ve teknolojisi, plastikler, elastomerler, teknik tekstiller, yapıştırıcılar, kaplamalar, otomotiv plastikleri, filtre malzemeleri, kompozit malzemeler gibi farklı alanlarda araştırma yapan, bilgi, teknolojik değer üreten ve ürettiklerini hayata uyarlayabilme becerisine sahip olan yeni bilim insanlarının ve teknik donanımlı insanların yetiştirilmesi amaçlanmıştır.
Bilim ve teknoloji insan kaynağı (BT-İK) bilginin hem üreticisi hem de transferi ve kullanımının da en önemli aracı olarak bilgi ekonomisinin vazgeçilmez unsurudur. Bu nedenle Ar-Ge’ye yatırılan mali kaynakların katma değere dönüşmesinde BT-İK’nın hem niteliği hem de niceliği büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde, 2004 yılında Başbakanlığın himayesine alınan bu alan, TARAL’ın (Türkiye Araştırma Alanı) temel amaçlarından biri olup, bu kapsamdaki çalışmalar neticesinde 2010 yılı için hedeflenen 40,000 TZE (Tam Zaman Eşdeğer) araştırmacı sayısına 2006 yılında ulaşılmıştır. 2013 yılı için 150,000 TZE Ar-Ge personeli sayısı 16 Mayıs 2008 tarihli BTYK 17. Toplantısı’nda yeni hedef olarak belirlenmesine rağmen 2013 Aralık ayı itibariyle bu sayıya ulaşılamamıştır.
Ülkemizdeki polimer kimyası, fiziği ve teknolojisi konusunda bilgi birikimi yüksek donanımlı bilim insanlarının ve Ar-Ge personellerinin toplam sayısını artırmak ve önümüzdeki yıllarda özel sektörün Ar-Ge payını % 60’a çıkartabilmek, ülkemizin 2023 yılı hedefi olan ilk 10 ekonomiden birisi olma isteğini gerçekleştirmek amacıyla Üniversitemiz, Fen Bilimleri Enstitüsü Bünyesinde “Polimer Bilimi ve Teknolojisi“ adında disiplinler üstü yeni bir Yüksek Lisans ve Doktora programının açılması kaçınılmaz bir hal almıştır.
Yukarıda belirtilen tün bu gerekçeler ve belirlenen hedefler Yüksek Öğretim Kurulu tarafından değerlendirilmiş ve 19 Haziran 2014 tarihli Genel Kurul toplantısında Fen, Mühendislik, Eczacılık, Diş Hekimliği, ve Tıp Fakültesi’nin çeşitli alanlarında eğitim görmüş, yeni polimerlerin sentezi ve modifikasyonunu yapabilecek, polimer esaslı plastik ve lastik malzemelerin yeni kullanım alanlarının bulunmasını sağlayacak, polimer esaslı malzeme problemlerine çözüm getirebilecek, yüksek bilgi ve beceriye sahip, bilgiye erişme, bilgiyi değerlendirme, yorumlama ve bilimsel araştırma yapma yetenekleri kazanmış, polimer kimyası, fiziği ve teknolojisi konularında yetişmiş insan gücünün artmasının sağlamak, yüksek lisans ve doktora düzeyinde öğretim programını yürütmek için Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü bünyesinde Polimer Bilimi ve Teknolojisi Ana Bilim Dalının kurulmasını kabul edilmiştir.